Doğum hızındaki düşüş son günlerde en çok tartışılan başlıklardan. Türkiye 85 milyon, ancak genç nüfus hızla azalıyor ve doğurganlık oranları düşüyor. Milli Savunma Üniversitesi rektörü Prof. Erhan Afyoncu, bu konuda sürekli uyarılarda bulunuyor. Öte yandan iş insanı Rahmi Koç’un kalabalık nüfusun yarattığı sorunlarla ilgili sosyal medyada yer alan sözleri ise ‘Fazla nüfus güç mü yoksa kriz mi?’ sorusuna neden oluyor.

Dünya genelinde doğurganlık oranlarında düşüş var. Pek çok ülkede nüfus artış hızı son yılların en düşük seviyesinde. Türkiye'de de hem siyasetçiler hem kurumlar, yaşlanan nüfusla ilgili uyarılarda bulunuyor, gençlerin çocuk sahibi olmaları için teşvik programları hazırlanıyor. Ancak kalabalık nüfusun her zaman iyi bir şey olmadığını düşünenler de var. Geçtiğimiz haftalarda siyasi kurumların azalan nüfusla ilgili ilgili endişeleri aktarılırken sosyal medyada iş insanı Rahmi Koç'un artan nüfusla ilgili olumsuz açıklamalarının yer aldığı sözleri paylaşıldı. Cumhuriyetin 10. yılında Türkiye nüfusunun 15 milyon olduğunu hatırlatan Rahmi Koç, "O zaman Yunanistan 5 milyondu. Şimdi biz 85-86 milyon olduk Yunanistan 9 milyon" diyor. Rahmi Koç, bu kadar kalabalık bir nüfusun ihtiyaçlarının kamu tarafından karşılanmasında büyük sorunlar çıktığını belirterek, kalabalık nüfusun her zaman iyi bir şey olmadığını vurguluyor.

İKİ FARKI GÖRÜŞ

Kalabalık nüfusun bir ülke için "güç mü yoksa kamu maliyesi üzerinde yük mü" olduğu sorusu, sosyal bilimlerde uzun süredir tartışılan bir konu. Ekonomist Julian Simon, “The Ultimate Resource” adlı eserinde nüfusu bir kaynak olarak görüyor. Ona göre, daha fazla insan, daha fazla üretim, daha fazla yenilik ve büyüme potansiyeli anlamına geliyor. Joseph Nye ise, “soft power” kavramında nüfusun kültürel etki alanı oluşturmadaki rolünü vurgularken, büyük nüfusun, askeri güç, siyasi etki ve bölgesel liderlik için bir potansiyel sağladığını söylüyor.

ÖNEMLİ OLAN NİTELİK

Nüfus tartışmasını Haber Global Web Özel için değerlendiren Okan Üniversitesi öğretim üyesi, kültür antropoloğu Dr. İlker Çayla'ya göre ise önemli olan nüfusun niteliği. "Rahmi Koç'un söylediği bir anlamda doğru" diyen Çayla şunları kaydetti: "Türkiye yüksek bir nüfusa sahip. Rahmi Koç'un dediği gibi nüfusun yüksek olması kamusal alanda ekonomik anlamda sorunlara yol açıyor. Diğer yandan da Türkiye'nin nüfus artışı da düşüyor. 2000'li yıllarda 1,8 olan nüfus artış hızı bugüne gelindiğinde yarı yarıya düşmüş durumda. Doğurganlık oranı da düşüyor. Türkiye'nin nüfus artışında sadece doğurganlık değil, göçü de hesaba katmak gerekiyor. 4 milyonun üzerinde sığınmacı görünüyor."

TÜRK NÜFUSU AZALIYOR

Göçün ayrı bir başlık olarak tartışılması gerektiğini belirten Çayla, "Beyin göçü de yine ayrı bir başlık. Türkiye'den gençler yurt dışına gidiyor, bu durum nitelikli nüfusta azalmaya neden oluyor. Nitelikli iş gücünü kaybediyoruz. Bu durum doğurganlık oranlarını da etkiliyor. Bunun yanında nüfus artışı hızı düşünce yaşlı nüfus artıyor. Bugün istatistiklere baktığımızda 65 yaş üstünün arttığını görüyoruz. Nüfusumuz Rahmi Koç'un dediği gibi fazla ama nüfusun yapısıyla ilgili böyle sorunlarımız var. Dışarıdan gelen göçle birlikte Türk nüfusunun azaldığını görüyoruz" dedi.

2,10'UN ALTINDA

Öte yandan TÜİK'in açıkladığı verilere göre toplam doğurganlık hızı 2001 yılında 2,38 çocuk olarak kaydedilirken, bu oran 2014 yılından itibaren aralıksız düşüş eğilimine girdi. Doğum hızı 2024 yılında ise 1,48 çocuk olarak gerçekleşti. Verilere göre toplam doğurganlık hızı son sekiz yıldır nüfusun yenilenme seviyesi olan 2,10'un altında kalmaya devam etti.

Kaynak: Haber Global

Muhabir: Haber Merkezi - SK