Ahmet Korkmaz: “Çiftçinin Gözyaşına Su Olalım!”

Ahmet Korkmaz, “Kuraklık bir doğa olayı olabilir ama sonuçları siyasi kararsızlıkla felakete dönüşür. Çiftçimizin alın terini kurutan değil, toprakla buluşturan politikalar üretmek zorundayız” ifade etti.

“DAMLA DAMLA UMUT: DAMLAMA SİSTEMİ ZORUNLU OLMALIDIR”

Tarımda kullanılan suyun %77’sinin geleneksel ve verimsiz yöntemlerle tüketildiğini belirten Ahmet Korkmaz, şu önerilerde bulundu:
•             Tüm tarla ve bahçelerde damlama sulama sistemi zorunlu hale getirilmelidir.
•             ÇKS kaydı, banka kredisi limiti gibi engeller ortadan kaldırılmalı, çiftçi kolayca destek alabilmelidir.
•             Mevcut teşvik sistemi, ithalatçı firmaları zenginleştirirken çiftçiyi sistem dışında bırakmaktadır.
Ahmet Korkmaz, çözümün yalnızca finansal değil, yapısal olduğunu belirterek, ayni destek modelinin hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı:
•             Sulama sistemleri, Tarım ve Orman Bakanlığı aracılığıyla ayni olarak çiftçiye ulaştırılmalıdır.
•             Yerli üretici firmalarla yapılacak toplu alımlar sayesinde %50’ye varan maliyet avantajı sağlanabilir.
•             Bu yöntem hem kamu kaynaklarını korur hem de üreticinin korunmasını sağlar.

“%40 SU TASARRUFU MÜMKÜN, GIDA GÜVENLİĞİ SAĞLANABİLİR”

Ahmet Korkmaz, verimli sulama teknikleriyle Türkiye’nin ciddi ölçüde su tasarrufu sağlayabileceğini belirtti:
•             Türkiye'de tarımda su verimliliği ortalama %50 düzeyindedir.
•             Damlama sulama ile bu oran %90'a çıkarılabilir.
•             Bu da %40 su tasarrufu demektir; tasarruf edilen su, Türkiye'nin hane ve sanayi su tüketimini aşmaktadır.
“Az Su Tüketen Ürünler Teşvik Edilmeli, Sözleşmeli Tarım Yaygınlaşmalı”
Kuraklıkla mücadelenin yalnızca teknik değil, stratejik kararlarla da mümkün olduğunu vurgulayan Korkmaz şunları söyledi:
•             Kuraklık riski taşıyan bölgelerde az su tüketen ürünlerin ekimi zorunlu hale getirilmelidir.
•             Bu ürünler, devlet garantisiyle sözleşmeli modelle çiftçiye ektirilmeli, alım güvencesi sağlanmalıdır.
•             Tarım Bakanlığı çiftçi ile sanayi arasındaki köprüyü kurmalı, üretici yalnız bırakılmamalıdır.

“SULAMA BİRLİKLERİ YENİDEN TANIMLANMALI”

Ahmet Korkmaz, sulama birliklerinin mevcut pasif rolünün değişmesi gerektiğini de ifade etti:
•             Bu yapılar sadece su dağıtım ve tahsilat birimi değil, stratejik planlama ve izleme kurumu haline gelmelidir.
•             Ekim desenine göre yıllık su planlaması yapılmalı, uygulama sahada denetlenmelidir.
•             Şeffaflık ve sorumluluk esas alınmalıdır.
Basın açıklamasının son kısmında ise Ahmet Korkmaz, Anahtar Parti’nin çözüm odaklı ve yapıcı siyaset anlayışını şu sözlerle ifade etti:
“Felaketi seyreden değil, çözüm üreten bir yaklaşımı savunuyoruz. Erzincan'dan yükselen bu çağrı, Türkiye'nin tamamına yöneliktir: Toprağa su vermezsek, sofraya ekmek koyamayız. Suyu yöneten, geleceği yönetecek.” Dedi

Editör: Mehmet Yaşar Çiçek