4.4'TEN SONRA 3.6'LIK VE 3.3'LÜK DEPREM
AFAD, saat 12.55'te kentte 3.6 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldiğini paylaştı. Bu depremin derinliği ise 11.13 km olarak kaydedildi.
Kandilli Rasathanesi de Bingöl Kiğı'da saat 13.39'da 3.3 büyüklüğünde bir deprem meydana geldiğini, bu depremin derinliğinin 5 km olduğunu belirtti.
Bölgede hissedilen art arda depremler:
2025.06.01 12:26:21 5.0 4.4 4.5 DALLICA-KIGI (BINGOL)
2025.06.01 12:55:37 5.9 3.6 -.- DARKOPRU-KIGI (BINGOL)
2025.06.01 13:39:25 5.0 3.1 3.3 DEMIRKANAT-KIGI (BINGOL)
2025.06.01 20:26:34 6.6 3.3 3.5 DEMIRKANAT-KIGI (BINGOL)
2025.06.01 20:39:26 5.0 3.3 3.5 DALLICA-KIGI (BINGOL)
PROF. DR. NACİ GÖRÜR: ENDİŞE VERİCİ
Deprem Uzmanı Prof. Dr. Naci Görür de sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla Bingöl'deki depremle ilgili değerlendirmede bulundu. Depremin endişe verici olduğunu vurgulayan Görür, mesajında şu ifadelere yer verdi: Dallıca-Kiğı/Bingöl yöresinde 4,5 deprem oldu. Önceden de aynı yörede 4,4 deprem oldu. Deprem Yedisu Fayı ile aynı özellikli ve isimsiz küçük bir fayın üzerinde. Konum itibariyle endişe verici. Bu deprem çevre faylar üzerindeki stres alanı değişimini etkileyebilir. Geçmiş olsun.
"BURASI EN KTİRİK YER"
Prof. Dr. Süleyman Pampal, Bingöl'de peş peşe gerçekleşen depremleri CNN TÜRK ekranlarında değerlendirdi. Pampal, yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi: Bingöl kritik noktalardan biridir, hatta birincisidir. Bunu açıklıkla ifade etmekte yarar var. Türkiye'nin en tehlikeli, en yıkıcı depremlerinin olduğu bölgedir burası. Erzincan üstelik çok sık, yani 50 yılda bir yıkıcı deprem yaşayan tek yerdir aşağı yukarı Türkiye'de.
Nitekim biz bir bölgenin depremselliğini belirlerken güncel depremlerini, tarihsel depremlerini ve jeolojik dönem depremlerini inceler, sonra bir karara varırız. Güncel depremlere baktığımız zaman mesela Erzincan, işte Kiğı'nın hemen yakın kuzeyindedir biliyorsunuz. 1939'da 7,9 hatta 8 büyüklüğünde çok yıkıcı 40 bine yakın can kaybına yol açan fedaketi yaşadı. Sonra yani 50 yıl bile dolmadan 1992'de 13 Mart'ta 6,8'lik bir depremde gene 500'ün üzerinde can kaybı yaşadı. Bölgede birazcık doğuya gidersek ki burası Kuzey Anadolu fayıyla Doğu Anadolu fayının yani iki levha sınırının kesiştiği düğüm noktası.
"BU FAY KIRILDI KIRILACAK"
Doğu Anadolu fayının kuzey ucu, Kuzey Anadolu fayının batı ucu. Bu Karlova civarında kesişirler ve hemen yakın doğusunda 1966'da Varto depremini yaşadık 6,8 büyüklüğünde ve 2000'e yakın can kaybı oldu. Ve 1971'de Bingöl depremi hatırlayın burada da 6,8 ve çok sayıda can kaybı. Sonra 2000'li yılların başında Bingöl'de yeniden biraz daha güneyde bir deprem daha. Yani gördüğümüz gibi bölge... Ve son derece de hareketli ve son derece de yıkıcı depremlere kaynaklık eden iki dünya çapında iki levha sınırını teşkil eden fayın kesişme noktası. O bakımdan Türkiye'nin en tehlikeli yeri dedim. Şimdi gelelim bu son depremlere. Burada maalesef bir sismik boşluk var. Daha önce 1784'te kırılıp 7-6'lık deprem üretmiş Yedisu fayı var. Kuzey Anadolu fayının Erzincan'da Karlova arasında... Karlova arasındaki kısmını oluşturan Yedisu fayı çok yıkıcı depremlere kaynaklık etmiş, onlarca deprem üretmiş, yaklaşık 250 yılda bir kırılan bir fay ve yedi buçuk civarı büyüklükte deprem üretiyor. O maalesef 250 yıl doldu ve henüz kırılmadı. Kırıldı kırılacak diye biz 6 Şubat depremlerinden önce orayı tartışıyorduk bilim camiasında. Yedisu fayı kırıldı kırılacak diye. Nitekim bu Yedisu fayına ki işte doğuda karga pazarı biraz doğusunda Vartolu depremini söyledim kırılmış.
"YIKICI BİR DEPREM MAALESEF OLACAK"
Batıda Erzincan iki depremi birden yaşamış. 39'da ve 32'de. Şimdi aradaki fay 7 buçuk büyüklüğünde ortalama deprem üretiyor. Son kırılması 1784 olmuş. Çok sayıda can kaybına yol açmış. Bu kırıldı kırılacak bunu biliyoruz. Yani burada deprem olur mu tartışmasını geçtik aslına bakarsanız. Burada yıkıcı bir deprem maalesef olacak. Ne zaman olacak çok uzak bir zamanda değil oldukça yakın bir zamanda. Olma ihtimali çok yüksek. Bu bakımdan bu Bingöl depremleri bugün, dün, son hafta içinde sıklıkla oluyor. Bizi maalesef kaygılandırıyor.
ve yedi su fayının kırılabileceğini hatırlatıyor.
Türkiye'de o kadar çok aktif fay var ki, mesela 1971 Bingöl depreminin olduğu yıl bir deprem daha oldu. Burdur depremi. 7,2'lik çok sayıda da can kaybına yol açtı. Yani aynı yıl 2-3 yıkıcı deprem yaşanan bir yerleşim bölgesidir, yurttur, bu ülkedir. Yani onun için Türkiye'de aslına bakarsanız son yıllarda çok deprem oluyor, tartışmalarını biraz gereksiz görüyorum. Hep çok deprem olur bu ülkede. Yani geçmişte oldu, günümüzde oluyor, bundan sonra olacak. Ancak son 6 Şubat 7,8 ve 7,6'lık depremlerden sonra ortaya çıkan muazzam bir artçı aktivitesi ve ana şoklar o bölge. Burası da maalesef bu 6 Şubat depremi. Bu depremleri nedeniyle ekstradan stres yüklenmiş bir bölge yani bu Bingöl civarı, Doğu Anadolu fayının kuzey ucu burası. O bakımdan anormal bir deprem aktivitesi kaydediliyor. Yani istatistikler neredeyse iki katına çıktı ama son içinde bulunduğumuz yıl yavaş yavaş düşüyor. Yani 20-30 bin yıllık ortalamaya yakın sismik aktiviteyi kaydedeceğiz, yaşayacağız. Türkiye'nin depremden muaf santimetresi, karesi yok diye bir klişe söylüyorum hep ve bunu dile getiriyorum. Onun için Türkiye'nin şurası güvenli, burası güvensiz, bunu bir tarafa bırakacağız. Yani bu topraklar deprem gerçeği, siz de vurguladınız, ile karşı karşıya. O nedenle yapacağımız şey tehlikeyi tartışmaktan ziyade riskleri konuşmak ve riskler bizimle ilgili. Yapılarımızı depreme dayanıklı hale getirirsek riski azaltırız, hatta sıfıra indirebiliriz. Yani bu mümkün.