Erzincan’da yaşanan büyük depremin ardından şehir adeta enkaz yığınına dönmüştü. Kamuya ait binaların neredeyse tamamı ya yıkılmış ya da ağır hasar almıştı. Bu yıkım tablosu içinde dimdik ayakta kalan tek yapı ise 1938 yılında hizmete açılan Erzincan Tren Garı oldu.
Garın görece sağlam kalması, hem arama–kurtarma faaliyetlerinin koordinasyonu hem de dışarıdan gelecek desteğin sağlıklı aktarılması açısından hayati bir rol oynadı. Deprem sonrası bölgeye yönlendirilen yardım ekipleri, sağlık personeli, mühendisler ve lojistik malzemeler ilk olarak bu gar üzerinden şehre giriş yaptı. Böylece gar, kısa sürede yalnızca bir ulaşım noktası olmaktan çıkıp bir “umut merkezi”ne dönüştü.
Garın ayakta kalması, deprem sonrası alınacak stratejik kararlarda da belirleyici etki yarattı. Şehrin yeni yerleşim alanının seçilmesinde, demiryolu hattının ve garın sağlam duruşu dikkate alındı. Böylece Erzincan’ın kaderi, demiryolu ekseninde yeniden şekillendi.
Demiryolu Ekonominin Omurgası Oldu
Depremin ardından hazırlanan Yenişehir planında, demiryolunun konumu adeta omurga niteliğindeydi. Fabrikaların, depoların ve lojistik merkezlerinin konumlandırılmasında tren garının çevresi merkez alındı.
Bu planlama, ilerleyen yıllarda Erzincan’ın ekonomisinin yönünü belirledi. Demiryolu üzerinden sağlanan hızlı ve düşük maliyetli ulaşım, üretim tesislerinin bölgeye gelmesini kolaylaştırdı. Erzincan böylece Doğu ile Batı arasında uzanan ticaret hattının kilit duraklarından biri hâline geldi. Kent, “Anadolu’nun Doğu–Batı koridorundaki lojistik kalbi” olarak anılmaya başladı.
Gar, Bir Ulaşım Noktasından Fazlası: Kolektif Hafızanın Mekânı
1939 depreminin ardından Erzincanlıların hafızasında tren garı, yalnızca ayakta kalan tek kamu binası olmasıyla değil, aynı zamanda “şehirle bağın hiç kopmadığı” yer olarak önemli bir yer edindi.
O dönemde pek çok aile, yardımların gelişini, haberleşmenin sağlanmasını ve yaşamın yeniden kurulmasını bu gar üzerinden takip etti. Bu nedenle gar, bugün bile Erzincan’ın toplumsal belleğinde güçlü bir sembol olarak varlığını sürdürüyor.
Kentin gelişiminde önemli rol oynamaya devam eden Erzincan Tren Garı, sadece bir ulaşım noktası değil; geçmişle gelecek arasında köprü kuran, acıların ve yeniden doğuşun sessiz tanığı bir hafıza mekânı olmayı sürdürüyor.