Erzincan, asırlar boyunca kültürün, medeniyetin, tarihin beşiği oldu. Asırlar boyunca sayısız depremle yıkılıp durdu ama bu toprağın çocukları hiç pes etmedi hep yeniden inşa etti Can Erzincan'ı.. Bereketli toprakları, temiz suları, sahip olduğu eşsiz coğrafya artık bu toprağın çocuklarına yetmez oldu. Erzincan'da köyler boşalmaya devam ediyor.
Maalesef Erzincan, köy nüfusunun en çok azaldığı kent olarak kayıtlara geçti. 2015-2019 yılları arasında Türkiye'de köy nüfusunun en çok azaldığı il 38.559 kişiyle Erzincan. Bu kentin köylerinde yaşayan insanlar pırlanta gibi toprakları, suları bırakıp, taşı toprağı altın olarak lanse edilen İstanbul'a taşınmaya devam ediyor. Erzincan'ın köylerini 5 yıl gibi kısa bir sürede tam 38.559 kişi terk etmiş maalesef. Bugün İstanbul'da 300 binin üzerinde Erzincanlı yaşıyor... Erzincanlıların yoğun olarak yaşadığı Ankara, İzmir, Bursa, Antalya, Aydın, Balıkesir gibi illerde yaşayan Erzincanlılar bu rakama dahil değil.
Peki bu durum kimin umurunda? İnsanlar neden Erzincan'ı terk ediyor? Gittikleri yerlerde topraklar daha mı bereketli, sular daha mı temiz, asgari ücret daha mı fazla, ev kiraları daha mı düşük, hayat daha mı ucuz? Bunun gibi birçok soru sorulabilir elbette. İnsanlar doğup büyüdükleri bu toprakları terk ediyorsa burada sosyolojik, ekonomik, beşeri sorunlar vardır elbette... Özellikle genç nüfus Erzincan'dan hızla ayrılıyor.. Bu daha da vahim bir durum. Erzincan'ın köylerine gidip baktığımızda oralarda sadece yaşlı nüfus kalmış...
Bu konuda elbette herkesin söyleyeceği bir şeyler mutlaka vardır. Kimse bu canım toprakları terk edip gitmez. İnsanları buralardan koparan, kasvetli, kalabalık, gürültülü, geçinmesi zor, yaşamanın çileye dönüştüğü büyük şehirlere iten sebep nedir?
Artık gerek dünyada gerekse Türkiye'de hayat baş döndürücü bir hızla değişiyor.. Özellikle genç nüfusun istekler ve hayattan bekledikleri değişiyor? Aradığını kendi topraklarında bulamayan genç nüfus, hayallerini büyük kentlere taşıyor. Görüştüğümüz herkes bu göç konusunda bir şeyler söylüyor. Sosyo-ekonomik koşullar, eğitim olanaklarının olmaması, iş olanaklarının fazla ve çeşitli olması, altyapı hizmetlerinin gelişmiş olması, yaşanabilir modern bir hayatın olması, eğitim ve sağlık olanaklarına erişimin kolay olması kırdan kente göçü cazip kılan motivasyonlar yani çekici faktörler arasında gösteriliyor.
Sorun büyük aslında... Ama henüz ülke olarak bu durumun pek de farkında değiliz. Köyden büyükşehirlere giden her vatandaş, gittikleri kentlerdeki yerel yönetimlere ek yük getiriyor. Özellikle belediyeler Anadolu'dan büyükşehirlere göç eden her vatandaş için ek yatırımlar yapmak zorunda kalıyor. Bu büyük göç, çarpık kentleşme, yaşam kalitesinin düşmesi, ekonomik sıkıntı gibi devasa sorunlara yol açıyor.
Ama daha da tehlikelisi Anadolu'da topraklar gerçek anlamda sahipsiz kalıyor, üretim düşüyor, her giden kişi o köye yatırımın gelmemesine de destek oluyor bir bakıma. 15-20 kişinin kaldığı köye hiç kimse yatırım yapmaz. Hele bir de köylerde kalanlar yaşlı nüfus olunca o köy artık unutulmaya yüz tutuyor. Erzincan gibi bir çok orta halli Anadolu kentinde aynı sorunlar var.
Dileğimiz odur ki, Erzincan'da köyler yeniden canlansın, cıvıl cıvıl olsun.. İnsanlar köylerine geri dönsün, topraklar sular şenlensin.