Erzincan'da akşam saatlerinde Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu'nun paylaşımı vatandaşların duygu dolu anlar yaşamasına vesile oldu. Erzincan'da zamanın telaşından uzak, duyguların söze ihtiyaç duymadan kendini hissettirdiği anlamlı bir buluşmaya tanıklık edildi. Yaşanan anlar; sabrın, emeğin ve içtenliğin insan hayatındaki yerini bir kez daha gözler önüne serdi. Büyük cümlelerin kurulmadığı, ama kalplerin yan yana geldiği bu özel buluşma, geriye sıcak bir hatıra bıraktı.
Zorlu ve çetin bir süreci sabırla geride bırakan Nidanur Nergiz’in, ay sonunda doktor olacak olması, bu buluşmanın en güçlü umut kaynağıydı. O yolda yürürken taşınan yükler, tutulan nefesler ve edilen dualar, yakından bilinen bir emeğin sessiz tanıklarıydı. İki yıl boyunca yüzünde yorgunluk biriken bir babanın, Muammer amcanın, ilk kez gönül rahatlığıyla gülümsediği an ise herkese çok şey anlattı. Bazı anlar vardır ki hiçbir söz gerekmez; insan her şeyi o gülümsemeden anlar.
Buluşmada, gönül kırıklıklarının da samimiyetle onarıldığı anlar yaşandı. Engin’in, Tuncay’la daha fazla ilgilenilmesi nedeniyle hissettiği kırgınlık dile geldi. O gönül alındı, içten bir tebessümle helalleşildi. Çünkü bazen samimiyet, uzun uzun anlatmaktan çok daha iyileştiricidir. Bu yaklaşım, buluşmanın ruhunu da özetler nitelikteydi.
Bir masa etrafında toplanıldı. Büyük ve iddialı sözler söylenmedi; ama kalpler yan yana geldi. Sessizce büyüyen bu anlar, insanın içinde derin izler bıraktı. Yaşananların özü, sözcüklerin ötesinde bir anlam taşıdı.
Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu'nun, bu duyguyu ve buluşmanın ruhunu en yalın haliyle anlatan ifadeleri ise şöyleydi:
“Zamanın telaşından uzak, söze ihtiyaç duymadan anlamın kendini hissettirdiği özel bir buluşmaya tanıklık edildi.
Zor ve çetin bir süreci sabırla geride bırakan Nidanur, inşallah ay sonunda doktor olacak.
O yolda yürürken taşınan yükleri, tutulan nefesleri, edilen duaları yakından biliyoruz.
İki yıl boyunca yüzünde yorgunluk biriken bir babanın, Muammer amcanın, ilk kez gönül rahatlığıyla gülümsediğini gördük.
İşte bazı anlar vardır; hiçbir söz gerekmez, insan her şeyi o gülümsemeden anlar.
Engin’in de bir kırgınlığı vardı. Tuncay’la çok ilgilenince gönlüne dokunamadığımızı hissetmiş.
O gönlü aldık, içten bir tebessümle helalleştik.
Çünkü bazen samimiyet, uzun uzun anlatmaktan daha çok iyileştirir.
Bir masa etrafında oturduk.
Büyük cümleler kurulmadı; kalpler yan yana geldi.
İşte böyle anlar, insanın içinde sessizce büyür; geriye de sıcak bir hatıra bırakır.
Yolu sabırdan, emeği iyilikten geçen herkes varolsun…”
Bu özel buluşma, insanî bağların, sabrın ve iyiliğin hayatın en güçlü değerleri olduğunu bir kez daha hatırlattı.





