Erzincanlı Bekir Tuncel'in, Ustalık diploması yok belki ama gönlünün tezgâhında yıllar var. Ahşabın kokusunu uzun yıllardır tanıyor. İncecik tahtalar, minik pencereler, kiremitten damlar… Ellerinden; köy evleri, değirmenler, kuş yuvaları doğuyor. Ne plan çiziyor ne ölçü alıyor; göz kararıyla, yürek ayarıyla inşa ediyor. Bir hobi gibi görünen bu iş, aslında, “küçük şeylerden büyük mutluluk” yapma sanatının adı.

Bekir Tuncel, boş zamanlarımı nasıl değerlendiririm sorusuna cevap ararken hobi olarak ahşap maketler yapmaya başladı. Hobi olarak başlanan uğraş adeta bir aşka dönüşerek Bekir Tuncel'in tezgahından birbirinden muhteşem eserler çıkmasına vesile oldu. Erzincan başta olmak üzere birçok eserin maketini yapmaya başlayan Bekir Tuncel bu alanda tam bir usta...

Erzincanda Bir Avuç Tahta Parçasından Kurulan Dünya1

El emeği göz nuru muhteşem eserler üreten Bekir Tuncel, hobisine nasıl başladığını şöyle anlatıyor; "Üretmek hem kendine hem topluma faydalı olmanın en güzel yolu. İnsanın el emeğiyle bir şeyler üretmesi kadar kıymetli bir şey yok. 2009 yılında alternatif enerji sistemleri üzerine bir işyerinde işe başladım. O zamanlar tabi alternatif enerji sistemleri bilinmediğinden dolayı güneş enerjisi, rüzgar tribünü... şirket patronu bir maket yapalım, görsel bir şey yapalım hani müşteriye tanıtalım dedi. Bir maket yaptık, çok güzel oldu. Yani 2009'dan beridir hobi olarak bu maket işini yapıyorum. Yaparken herhangi bir modele bakmadan yapıyorum. Yaptıkça ortaya çıkıyor. En zor kısmı sabır tabi ki.. Maket, öyle fazla bir sermaye gerektiren bir şey değil.. Bir kaç el aleti, odun parçaları, ahşap parçalarıyla bunları değerlendirerek, güzel işler çıkarabiliyoruz. Kimi maketler bir haftada bitiyor kimi maketler 2-3 ay sürüyor. Hayal gücümü kullanarak, daha güzel şeyler yapmaya çalışıyorum. Benim gençlere tavsiyem, ellerini kirletmekten korkmasınlar, Yaşlanmak istemeyen mutlaka bir hobi edinin".

Muhabir: Haber Merkezi - SK