Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Deprem Teknolojileri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Şevket Özden, Erzincan'a kurulması planlanan erken uyarı sistemi hakkında bilgilendirme yaptı.

Geçtiğimiz günlerde Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu’nun "Erzincan’a erken uyarı sistemi kuracağız" başlıklı haberini gündeme getirmiştik. Konuya ilişkin, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Deprem Teknolojileri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Şevket Özden, Erzincan'da deprem riskine karşı hayati bir önlem olan erken uyarı sisteminin işleyişi ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Özden, Erzincan'a erken uyarı sistemi kurulacağını, ancak bu sürecin finansman sorunlarıyla karşı karşıya olduğunu belirtti. Ayrıca, Erzincan Valiliği'nin bu sorunu çözmek için ciddi çaba sarf ettiğini ifade eden Özden, sorunlar çözüldüğünde erken uyarı sisteminin devreye gireceğini söyledi.

Şevket Özden

Erken uyarı sisteminde işleyiş nasıl olacak?

Özden, “Erken uyarı sistemi, depremden günler öncesinde değil, kısa bir süre öncesinde uyarı veriyor. Teknik olarak, deprem oluşmaya başladığında iki ana dalga ortaya çıkar: P dalgası ve S dalgası. P dalgasının hızı çok yüksektir ancak yıkıcılığı yok denecek kadar düşüktür.  Dolayısıyla, erken uyarı sistemi bunun üzerine kurulmuştur. Eğer siz P dalgasının size ulaştığı anı yakalarsanız, P dalgasının ortalama hızından depremin olduğu noktayı tahmin edebilirsiniz. Sonra, size gelecek olan yıkıcı S dalgasının ulaşma süresini tahmin edersiniz.” ifadelerine yer verdi.

Erzincan – Tunceli karayolu heyelan nedeniyle araç trafiğine kapandı Erzincan – Tunceli karayolu heyelan nedeniyle araç trafiğine kapandı

“Beş saniyede ne yapılabilir ki?”

Prof. Dr. Özden, ilk deprem sinyalini aldıkları anda ikincil problemlerin ortadan kaldırılmasının önemine vurgu yaparak, şu ifadelere yer verdi: “Erzincan özelinde bize zarar verecek olan birkaç tane fay var, bunlardan en önemlisi Yedisu Fayı. Yedisu Fayı’nın bir ucu Erzincan istikametinde, diğer ucu Erzurum'a doğru ilerliyor. Dolayısıyla Erzincan'a yakın bir noktadan bir yırtılma başlarsa bize kazandıracağı süre yaklaşık 5-6 saniye civarındadır. Erzincan'dan uzak bir yerde bir yırtılma başlarsa bu bize 20-22 saniye kazandıracaktır.”

Erken uyarı sisteminin çözüm sağlayacağı noktalar

Özden, “Beş saniyede ne yapılabilir ki?” sorusuna açıklık getirerek, “Erken uyarı sisteminin bize getireceği çözüm noktaları, ilk depremin sinyalini aldığımız anda ikincil problemlerimizi ortadan kaldırmaktır. Eğer bu kadar kısa süreyle bir depremi yakalayabiliyorsak, ilk uyarmamız gereken yer havalimanı olmalıdır. İnmek üzere olan bir uçak yere değme mesafesinde veya havalandırma mesafesindeyse, o uçağın tekrar havalanması sinyalini verebiliriz. Dolayısıyla, deprem nedeniyle şehrin içerisindeki problemlerle uğraşırken, üzerine bir de havalimanındaki problemle uğraşmamış oluruz. Bu, havaalanının hasar göreceği anlamına gelmez, ancak böyle bir riski bertaraf etme şansına sahip oluruz. Alışveriş merkezlerimiz var. Deprem güvenliği yüksek olsa da içerisindeki mekanik parçaların deprem güvenliğiyle ilgili herhangi bir şey söylemek zor. Eğer erken uyarı sistemiyle ilgili bir şey kurulacaksa alışveriş merkezlerinin yürüyen merdivenlerine konumlandırılabilir. Hastanelerimizde jeneratörlerimiz var, değil mi? Elektrik kesildikten belli bir süre sonra devreye giren jeneratörler bunlar. Eğer siz biliyorsanız ki deprem şehrin elektriğinde bir problem yaratacaksa, o zaman jeneratörlere önceden çalışma komutu verebilirsiniz. Dolayısıyla, erken uyarı sisteminin birinci hedefi mekanik sistemlerin doğru çalışmasını sağlamaktır” dedi.

Erken uyarı sisteminin vatandaşlara faydası ne olacak?

Erken uyarı sistemiyle vatandaşların deprem anında güvenliğini sağlayarak fayda sunacağına değinen Özden, “Uçağın inişe geçmediğini, asansörlerin durduğunu, jeneratörlerin çalıştığını, sinyal verildiğini, doğalgazın kesildiğini ve vanaların kapatıldığını düşünelim. Ancak evimiz henüz yıkılmadan önce bu bilgiye sahip olabilecek miyiz? Eğer çok uzak bir deprem çok büyük bir şiddetle geliyorsa ve önümüzde yaklaşık bir dakikalık bir süre varsa, o zaman halk kendini kurtarabilir. Aksi takdirde, beş saniyeniz olsa bile evinizin yıkılıp yıkılmayacağını bilemeyeceğiniz için panikleyebilirsiniz. Dolayısıyla, birincil aşamada değil, ancak ikincil aşamada, yani arama kurtarma çalışmaları yapan insanlara ve hasar görmüş binalardan eşyalarını çıkarmak için tekrar binaya girmek isteyen insanlara bu uyarılar gidecektir. Birinci aşamada bir dakika üzerinde sinyal süresi olduğunda ancak duyurmak gerekir. Aksi halde, halkı paniğe kapılmalarına ve hatta yıkılmayacak binalarında bile kendilerini zarara sokmalarına neden olabiliriz. Erken uyarı sistemi kurulduğunda, bir enstitü veya üniversiteden biri detaylı çalışmaya başlayacak ve daha erken tahmin edebilen bilgisayar programları ve metodlar, cihazları gibi farklı teknolojiler geliştirecektir. Üniversitelerin görevi şudur: Siz bir hayalle yola çıkarsınız, depremi yirmi saniye önce yakalayacağım diye, size öyle bir kapılar açılır ki, çok daha farklı şeyleri keşfedebilme imkânına sahip olursunuz. Dolayısıyla, ufak bir projenin ufak faydalarını çok küçükmüş diye göz ardı etmek, ileride elde edilebilecek büyük kazançları kaçırmanıza neden olabilir. Bu nedenle, hepimizin bu gerçeğin farkında olması önemlidir.” dedi.