Erzincan çarşısında yüzyıllardır yankılanan o ses: bakır ustalarının çekici. İbn Battuta’nın not ettiği gibi, bu şehir ince işçiliğiyle tanınır; kazanlar, ibrikler, siniler ustaların elinde sanata dönüşür. Motifler kimi zaman hayat ağacını, kimi zaman yıldızları ve zarif geometrileri taşır.
14. yüzyılda seyyah İbn Battuta Erzincan çarşısına adım attığında, bakır ustalarının çekiç sesleriyle karşılaştı. Zarif işlemeli kap-kacaklar ve şamdanlarla beraber telkari gibi ince işçilikli bakır ürünleri göz alıcıydı. Notlarına şunu ekledi: "Gümüşhane'de gümüş, Erzincan'da bakır bulunur...
Osmanlı'dan günümüze Erzincan, Doğu Anadolu'nun en önemli bakır işleme merkezlerinden biri oldu. Kazanlar, ibrikler, taslar ve siniler... Hepsi Erzincanlı ustaların elinde sanat eserine dönüştü.
Erzincan bakırı yalnızca günlük eşya değildi. Üzerine işlenen motifler, bazen hayat ağacını, bazen yıldızları, bazen de Osmanlı'nın zarif geometrisini taşıdı.
Erzincan bakır işlemeciliği hala yaşatılıyor. Hem turistik bir hatıra, hem de kültürel bir kimlik unsuru olarak, şehrin simgesi olmaya devam ediyor.
Bu kadim zanaatın kültürel sürekliliği 16–18 Ekim 2025’te Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi’nde düzenlenecek Uluslararası Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşması Sempozyumu’nda ele alınacak.