The New York Times muhtemel "İstanbul depremiyle" ilgili çarpıcı bir haber yayımlamış ve "Marmara Denizi’nin derinlerinde korkutucu bir hareketlilik yaşanıyor. Bilim insanları, son 20 yıldır art arda meydana gelen ve doğuya doğru ilerleyen depremlerin, İstanbul’un güneyindeki kilitli fay parçasına doğru yürüdüğünü söylüyor" ifadelerini kullanmıştı.
Ayrıca haberde, Nisan ayındaki depreme ilişkin, "Meydana gelen 6.2’lik deprem, dizinin son halkası oldu ve uzmanlar, 7 ve üzeri büyüklükte bir deprem ihtimali ciddi şekilde masada" yorumlarına yer verilmişti.
UCL’den sismolog Stephen Hicks tehlikeyi açıkça şu sözlerle özetledi: İstanbul tam hedefte.
"SÜPER DEPREM İHTİMALİ ARTIYOR"
NYT'nin yer verdiği Science dergisinde yayımlanan yeni araştırma, Marmara Ana Fayı’nın 15–20 km’lik kilitli bölümünde büyük bir enerji biriktiğini ve bunun devasa bir kırılmayı tetikleyebileceğini ortaya koydu.
Haberde ayrıca, araştırmacıların, "Depremler tahmin edilemez. Ama olağanüstü bir şey başlarsa erken fark etmek zorundayız" sözlerine yer verildi.
Söz konusu haber, halihazırda endişeli olan Marmara sakinlerini daha da tedirgin ederken, İstanbul'da beklenen depremle ilgili uzmanlardan art arda açıklamalar geldi.
Birçok bilim insanı, bu yazıyı da olacaklara referans olarak gösterdi. Bu kişilerden biri de Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür oldu.
'ER GEÇ DEPREM OLACAK'
Sosyal medya hesabından açıklama yapan Prof. Dr. Naci Görür; Marmara Denizi'nde tarihten önceki dönem, Bizans dönemi ve Osmanlı döneminde meydana gelen depremleri hatırlatarak "Cumhuriyet döneminde de er geç olacak" dedi.
Prof. Dr. Naci Görür şu ifadeleri kullandı:
"Arkadaşlar, bir Amerikan gazetesinin paylaşımı üzerine (The Newyork Times) Marmara’da deprem haberleri yine çoştu.
Kim ne diyor bilmem. Marmara denizinde tarihten önce, Bizans döneminde ve Osmanlı döneminde deprem oldu.
Cumhuriyet döneminde de er geç olacak. Eşeğini sağlam kazığa bağlamak istiyorsan kentini 'deprem dirençli' yapacaksın o kadar.Kentsel dönüşüm deprem dirençli kent değildir" ifadelerini kullandı.
ÜŞÜMEZSOY: "BU MAKALE ESKİ, ÇÖPE ATILMIŞ VERİLERİ HORTLATIYOR!"
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, NYT'nin dayandığı ve büyük risk yaratan bu modelin, 1999 depreminden sonra bilim dünyasında büyük tutarsızlıklar nedeniyle terk edilmiş "sentifik makalelerden" ibaret olduğunu savundu.
Üşümezsoy, bu modellerin 99 sonrası önce Nature'da yayımlanarak 30 yıl içinde üç adet 7 üzeri deprem (Adalar, Orta Silivri ve Tekirdağ) öngördüğünü, ancak bu senaryonun daha sonra bizzat çalışmalarda yer alan Roland Armijo tarafından bile eleştirildiğini belirtti.
Modelin sürekli revize edilerek en sonunda Orta Marmara'da 7.2'lik tek bir depreme indirgendiğini hatırlatan Üşümezsoy, Science dergisindeki yeni yayının, Armijo'nun bile "bugüne kadar yazdıklarımızın hepsi yanlışmış" dediği eski verileri canlandırmaya çalıştığını ifade etti:
"Bütün o çöpe atılan modelleri zombi model diyoruz hortlatmaya çalışmaktadır."
2. ADALAR VE YEŞİLKÖY FAYLARI "ÖLÜ"
NYT'nin bahsettiği kilitli segment iddiasına karşılık Üşümezsoy, Doğu Marmara'daki ve İstanbul yakınındaki fayların büyük bir risk taşımadığını vurguladı:
" Adalar Fayı Ölüdür"
Üşümezsoy, Adalar Fayının hiçbir deprem canlılığı göstermediğini ve Armijo'nun bile bu fayın normal bir fay olduğunu ve bölgedeki riskin bittiğini kabul ettiğini belirtti,,. Doğu Marmara'daki tüm stresin 1894 ve 1999 depremleriyle boşaltıldığının tabiat tarafından kanıtlandığını söyledi.
Hayali Segment İddiası
Science makalesinin Büyükçekmece'den Yeşilköy'e kadar uzanan hayali segmentler yarattığını belirten Üşümezsoy, bu bölgede fay olmadığını, fay olsa bile artçı ve stres emaresinin bulunmadığını çünkü o fayın ölü olduğunu ifade etti.
"RİSK 7.0 DEĞİL MAKSİMUM 6.5"
Prof. Üşümezsoy, Marmara Denizi'nde kırılmamış ve risk taşıyan tek kesimin, Silivri ile Büyükçekmece arasındaki 30 kilometrelik Kumburgaz Fayı olduğunu yineledi.
Üşümezsoy, derinliğin 10 km olması nedeniyle, 50 kilometrelik bir fay bile olsa ancak 6.5 büyüklüğünde deprem yapabileceğini vurguladı.
Dahası, bu bölgenin iki ayrı parça olduğunu ve iki adet 6.2 büyüklüğünde deprem yapabileceğini belirtti.
6.2 büyüklüğündeki bir depremin, iddia edilen 7.2 büyüklüğündeki bir depremden 30 kat daha düşük enerji anlamına geldiğini söyleyerek, tehlike boyutunun logaritmik olarak abartıldığına dikkat çekti.





