Erzincan’ın kültürel miras zenginliğine bir yenisi daha eklendi. Kemaliye’nin kadim yerleşimlerinden Ocak Köyü’nde bulunan tarihi köy fırını, aslına uygun biçimde restore edilerek yeniden halkın hizmetine açıldı.
Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu’nun talimatları, Kemaliye Kaymakamı Emirhan Arıkan’ın koordinesi, Ocak Köyü Muhtarı Hüseyin Tamer, Ocak Köyü Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Murat Gürer ve köy halkının destekleriyle yürütülen restorasyon çalışması, bölgenin tarihi dokusuna yeni bir canlılık kazandırdı.

Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu, Taş Fırının yeniden hizmete sunulmasına ilişkin olarak yaptığı paylaşımda;
"Kemaliye’nin Ocak Köyü’nde, tarih kokan taş fırını restore edip aslına uygun hâle getirerek yeniden hizmete açtık.
Bu fırın, sadece taş ve ateşten ibaret değil…
Annelerin emeğiyle, cesaretiyle kurduğu bir hayalin sembolü.
Hamurun mayalanması gibi, bu umut da sabırla yoğrulmuş; bir köyün dayanışmasıyla pişmiş.
Her ekmek, sadece karın doyurmayacak…
Bir yüreğin emeğini, annelerin direncini, bir köyün yeniden doğuşunu anlatacak.
Samimiyet, tebessüm, birlik… Hepsi aynı sofrada buluştu.
Sevgili eşimle beraber samimiyetin en güzel halini bize yaşatan ocak köyü sakinlerine teşekkür ediyorum…
Ocak Köyü’nün taşları kadar sağlam, ekmekleri kadar bereketli bir geleceğe inançla" yorumunda bulundu…
Restorasyon sürecinde, yapının orijinal mimari özellikleri korunarak, özellikle ahşap kapı, pencere ve taş işçiliği gibi unsurlar bölgeye özgü detaylarla yenilendi. Fırın, sadece bir yapı değil; köy halkının bir araya geldiği, geleneksel ekmeklerin pişirildiği ve dayanışma kültürünün yaşatıldığı önemli bir mekan olarak yeniden hayat buldu.

Açılışın ardından köy halkı, yıllar sonra tarihi fırının bacasından yeniden duman tütmesinin sevincini yaşadı.
Ocak Köyü’nün simge yapılarından biri olan bu fırın, Hıdır Abdal Sultan Türbesi ve Ali Gürer Müzesi ile birlikte köyün kültürel mirasına değer katan unsurlardan biri haline geldi. Kültürel mirasların yaşatılmasının, geçmişle bağ kurmanın en anlamlı yolu olduğu, Ocak Köyü fırını gibi yapıların, sadece taş ve harçtan ibaret değil; aynı zamanda insanımızın emeği, inancı ve birliğinin sembolü olduğu ifade edildi





