Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Prof. Dr. Erdoğan Büyükkasap Kongre ve Kültür Merkezi, EBYÜ Akademi ve Değerler Kulübü tarafından düzenlenen dikkat çekici bir programa ev sahipliği yaptı. Gazeteci–yazar Taha Kılınç, “Dil ve İşgal” temalı söyleşide Kudüs, Filistin ve tarih bilinci üzerine önemli değerlendirmelerde bulundu. Programa Vali Yardımcısı Rümeysa Sena Kurt, üniversite yönetimi ve çok sayıda öğrenci ile davetli katıldı. Söyleşi, İstiklal Marşı ve saygı duruşunun ardından başladı.

Konuşmasına insanlık tarihindeki kırılma anlarının, cesur bireylerin aldığı kararlarla şekillendiğini hatırlatarak başlayan Kılınç, şehirlerin insanı dönüştüren bir kimlik taşıdığını vurguladı. “Biz şehirleri inşa ederiz ama şehirler de bizi yoğurur,” dedi.
Kudüs’ün üç semavi dinin kesişim noktasında yer alan tarihî bir sınav alanı olduğunu belirten Kılınç, İngiliz işgali sonrası başlayan süreçten bugüne uzanan propaganda mekanizmalarına dikkat çekti. Gazze’de yaşananlardan Filistin halkının uğradığı zulme kadar pek çok meseleyi tarihî hafızanın ışığında değerlendirmek gerektiğini söyledi.

Söyleşide büyük yankı uyandıran sözlerinden biri şöyleydi:
“‘Filistinliler topraklarını sattı’ söylemi tarihin en büyük yalanıdır. Dili işgal edilen toplumların önce hafızası, sonra iradesi zayıflatılır.”
Kılınç, ümmetin kaderinde belirleyici role sahip dört büyük İslam şehrine —Kudüs, Mekke, Medine ve İstanbul— dikkat çekerek, Müslümanların kendi şehirlerini tanımadan yaşamasının önemli bir sorun olduğunu ifade etti. Dilde başlayan işgalin zamanla kültürel ve zihinsel kuşatmaya dönüştüğünü belirtti.

Hazreti Ömer’den bu yana Kudüs’ün defalarca işgale uğramasına rağmen kimliğini koruyabilmiş olmasını ümmetin tarihsel direncine bağlayan Kılınç, Mescid-i Aksa’nın hedef alınmasının da bu kimliğe yönelik saldırıların bir parçası olduğunu söyledi. “Bugün Filistin’de yaşananlar, 75 yıldır adım adım yürütülen planlı bir kuşatmanın sonucudur,” diye konuştu.

Dijital manipülasyonların Filistin meselesini gölgelediğini vurgulayan Kılınç, “Gençler Kudüs’ü sosyal medyadaki bilgi kırıntılarıyla öğrenemez. Zulüm nerede yaşanırsa yaşansın insanlığın ortak acısıdır,” dedi.
Siyonizmin medya ve kültür üzerindeki tarihsel propaganda gücüne de değinen Kılınç, “Siyonizmin kurucularının çoğunun gazeteci ve yazar olması tesadüf değildir. Zihni işgal etmeden toprak işgal edilemez,” ifadelerini kullandı.
Yoğun ilginin yaşandığı program, soru–cevap bölümünün ardından Taha Kılınç’ın kitaplarını imzaladığı imza töreniyle sona erdi.





