İnsan krizi nedir? Kriz ve şiddet sarmalı nedir? İnsan krizi nedir? Kriz ve şiddet sarmalı nedir?

GELİR TRANSFERİ OLARAK, ZEKÂT VE ÖŞÜR HAKKINDA BİR MÜLAHAZA

Zekat, toplumda sosyal adalet, zenginle fakir arasında dengeyi korumak ve adil gelir dağılımı transfer yapılarak ekonomik denge oluşturmaktır.  Zekat bir anlamda iktisadi değer transferidir. Kur’an-ı Kerim’de ganimetlerin paylaşımı ile ilgili ayet “Ta ki içinizden sadece zengin olanlar arasında elden ele dolaşan bir servet haline gelmesin” diye buyurulmuştur.

Zekât fonu ile ilgili kaynakların ve tahsis edildiği gruplar ayrıca belirlenmiştir. Zekât kurumsal müessesesinde sekiz sınıf alt fonlar oluşturulmuş, alt fonların teminatları ve tehlikeleri farklılık arz etmektedir. Bu çerçevede zekât, dünya sosyal güvenlik sistemlerinin temelini oluşturmaktadır.

Ancak tarihi gerçekler içerinde zekât geçmiş zamanlarda kurumsal bir müessese olarak zorunlu olarak toplanmış, Hz. Osman’dan önce bazı mallarda isteğe bırakılmış olup, daha sonraları tüm malların tamamen isteğe bırakıldığı ve zekat yerine vergi uygulamalarına geçilmiştir. Sonuç olarak bugün zekat hukuki yaptırım olarak isteğe bağlı inancına bırakılmış ve sosyal yardım mahiyeti kazanmıştır.

Günümüzde zekat ile ilgili fon kaynakları teşkil edecek gelir getiren yatırımlarda çeşitlilik arzetmektedir. Tarihte ise daha çok tarım ve zirai ürünleri zekatı genelini oluşturmaktadır. Bu çerçevede ülkemiz hala ekseriyet tarım toplumu olması, öşrün, sosyal yardımlaşma ve dayanışma gücü olarak hala devam etmektedir.

Öşür sözlükte, ‘Onda bir’ anlamına gelen öşür kavramı, dini bir kavram olarak, Müslümanların zirai ürünlerinden alınan zekat vergisinin adı olmuştur. Aşir ise zekat vergisini tahsil eden memura denilmektedir. Öşür diğer bir ifade ile, Müslümanların zirai ürünlerinden alınan miktarı belirlenmiş sadakaların genel adı olarak bilinmektedir.

Öşür kavramı, onda bir ve katları içerinde alınan gümrük vergisi olarak da kullanılmıştır. Müslümanlardan alınan öşür ve zekat ile zimmilerden alınan öşür için haraç hükmü verilmiştir. Kur’an da Kalem süresinde geçmiş dönemlerdeki ürünlerden, fakirlere hiçbir hak tanımak istemeyenlerin bahçelerine gelen büyük felaket geniş bir şekilde izah edilmektedir. Böylece fakirler için ödenecek hakkın servet için bir emniyet olacağı, aksi takdirde servetin yok olacağı bilinci vurgulanır.

Kur’ân-ı Kerim’de yine çeşitli ayetlerde meyveler sayılır, ekinlerden bahsedilir ve bu çerçevede şükür kabilinden Allah yolunda harcamaya teşvik edilir. Hz. Peygamber de öşür hakkında; "Yağmur ve nehir sularıyla sulanan toprak mahsullerinde onda bir; kova ile sulananlarda ise yirmide bir öşür vardır" (Buhârî, zekât 55) buyurmuştur. Fakihler“…..sizin için yerden çıkardıklarımızdan infak edin…” Bakara 2/267) emrinin gereği olarak topraktan çıkan ürünlerden zekât veriniz anlamına geldiği görüşünde birleşmişlerdir.

Öşür kavramı, tarım toplumlarında ziraat mahsullerinin zekâtı olup önemli bir sosyal güvenlik aracı olmuştur. Günümüzde ise hala önemini korumaktadır. Henüz ekseri tarım ülkesi olan memleketimizde öşür vergisi yaygın olmamakla birlikte yine de güçlü bir sosyal yardımlaşma tekniği olma özelliğini koruyabilmiştir. Toprağın çıkardığı mahsullerin zekâtına öşür denir. Zekât fakirin sermayesidir. Zenginin malında fakire hak verilmiştir. Zengin malının zekâtını vermezse fakirin malını gasp etmiş olur. Tarihte zekâtı verilmeyen malların müsadere edildiğini de biliyoruz. Saygılarımla Prof Dr Hadi Sağlam