Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde hizmete giren PET-CT ünitesi, kanser hastalarının tanı ve takip sürecinde önemli bir rol üstleniyor. Nükleer Tıp Kliniği’nde hasta kabulüne başlayan ünitenin çalışma sistemi, çekim öncesi ve sonrası süreçler Nükleer Tıp Uzmanı Dr. Rahime Şahin tarafından anlatıldı.
Yeni hastane binasının açılmasının ardından PET-CT ünitesinin aktif hale getirilmesi için yoğun bir çalışma yürütüldüğünü belirten Dr. Şahin, bu sürecin tamamlanmasıyla birlikte ileri düzey görüntüleme hizmetinin Erzincan’da sunulmaya başlandığını ifade etti.
“Kanserin Yayılımını Kısa Sürede Tespit Edebiliyoruz”
PET-CT cihazının özellikle onkolojik hastalar için kritik bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Dr. Şahin, cihazın kullanım alanlarını şu sözlerle açıkladı:
“PET-CT, kanser hastalarının teşhisinde, hastalığın vücutta ne kadar yayıldığının belirlenmesinde, evrelemede ve tedavi sonrası yanıtın değerlendirilmesinde kullandığımız ileri düzey bir görüntüleme yöntemidir. Takipli hastalarda nüks şüphesinin araştırılmasında da önemli veriler sunar.”
Çekim sırasında hastalara , glikoz temelli radyoaktif bir madde verildiğini belirten Şahin, “Bu madde kanserde çok fazla metabolize oluyor ve bu sayede diğer radyolojik görüntüleme yöntemlerine kıyasla daha kısa sürede kanser hastalığını ve kanserin vücudumuzda nerelere yayıldığının teşhisini koyabiliyoruz." dedi.
Şahin, radyoaktif madde kullanımı nedeniyle hamilelere ve gebelik şüphesi olan hastalara PET-CT çekimi yapılamadığını da özellikle vurguladı.
Çekim Öncesi Hazırlık Süreci Nasıl İlerliyor?
PET-CT çekimi öncesinde hastaların uyması gereken kurallar hakkında da bilgi veren Dr. Şahin, hazırlık sürecinin sonuçları doğrudan etkilediğini söyledi.
“Hastalarımızdan çekim öncesinde yaklaşık 6 saat aç kalmalarını istiyoruz. Şeker hastalığı olan ve insülin kullanan hastaların randevu aşamasında mutlaka bizi bilgilendirmesi gerekiyor. Ayrıca çekimden önceki 24 saat içinde ağır egzersiz ve spor yapılmasını önermiyoruz.”
Hastaneye gelen hastaların öncelikle kan şekeri ölçümünün yapıldığını belirten Şahin, değerler uygun olduğu takdirde damar yoluyla radyoaktif maddenin verildiğini ifade etti.
Kurşun Kaplı Odalarda Bekleme, Ardından Kısa Süreli Çekim
Radyoaktif maddenin vücuda dağılımı için yaklaşık bir saatlik bekleme süresi gerektiğini aktaran Dr. Şahin, bu sürede hastaların özel olarak tasarlanmış odalarda dinlendirildiğini söyledi:
“Bu bir saatlik bekleme süreci boyunca hastaları tek kişilik hasta bekleme odalarında tutuyoruz. Bu odalar kurşun kaplı ve korunaklıdır. Amaç, radyasyonun dış ortama yayılmasını engellemek. Bekleme sürecinin ardından hastalarımızı cihaza alıyoruz. Çekim işlemi yaklaşık 10-15 dakika sürüyor. Elde edilen görüntüleri ise nükleer tıp uzmanı olarak bizzat ben değerlendiriyorum.”
Dr. Şahin, gerekli durumlarda ek görüntüleme yapılabildiğini, bu sürenin işlemi yaklaşık bir saat uzatabildiğini de ekledi.
Çekim Sonrası Uyarılar: Bol Sıvı ve Mesafe
Çekim tamamlandıktan sonra hastalara bazı önemli uyarılarda bulunduklarını belirten Dr. Şahin, şu bilgileri paylaştı:
“Hastalara, üzerlerinde kalan radyasyon nedeniyle 12 saat boyunca hamileler ve küçük çocuklardan uzak durmalarını öneriyoruz. Verilen radyoaktif madde idrar yoluyla vücuttan atıldığı için, çekim sonrası bir gün boyunca bol su içmeleri gerekiyor.”
Randevu Aynı Gün Verilemiyor
PET-CT randevu sisteminin diğer görüntüleme yöntemlerinden farklı işlediğini ifade eden Dr. Şahin, bunun nedenini ise kullanılan radyoaktif maddeye bağladı:
“Kullandığımız radyoaktif madde, hasta sayısına göre en az bir gün önceden şehir dışından uçakla getiriliyor. Bu nedenle aynı gün randevu veremiyoruz. Günlük çekim kapasitemiz ortalama 10-15 hasta ile sınırlı. Bir hastanın hastaneye gelişinden işlemin tamamlanmasına kadar geçen süre genellikle 2-3 saati bulabiliyor.”
Tüm bu sürecin ardından raporlamaların yapıldığını belirten Şahin, sonuçların hastayı PET-CT’ye yönlendiren hekimlere iletildiğini ve tedavi sürecinin bu doğrultuda şekillendirildiğini ifade etti.





