&Her kemalin, bir zevali, her gecenin bir sabahı, her yokuşun, bir inişi mutlaka olacaktır.

& İslam alemi, içinde bulunduğu problemlerini çözmek için bir asra yakındır arayışlar içindedir.

&Bu problemlere çözüm aranırken; bilgi kaynağı olarak genellikle vahiy esas alınmıştır.

& Ancak problemlerin çözümünde vahyin doğru anlaşılması en önemli problem olmuştur.

& Bilindiği gibi İslam dünyası ilk dönemlerdeki atılımını Kur'an sayesinde gerçekleştirmiştir.

& O halde ikinci dirilişi de hiç kuşkusuz Kur'an sayesinde olacaktır.

&Hiç kuşkusuz Hz. Ömer dönemi, İslam dininin ikinci atılım dönemi olmuştur.

& İslam'ın yükselişini sağlayan ilkelerin terk edilmesiyle İslam'ın can çekişme ve çöküş dönemlerini başlattılar.

& İslam'ın ilk can çekişme dönemi Emeviler dönemidir.

& İkinci çöküş dönemi ise Abbasiler dönemine rastlanmaktadır.

& Oysa manevi pırıltısını kaybeden bir din kendini silah gücüyle savunamaz.

& Tarihte bazı beldeler İslam'ı savaşsız kabul ederken; bazılarına İSLAM askeri fetihle girmiştir.

& İslam'ın yükselişi bütün bağnazlığa karşı inanç sahiplerine bir açılış, Roma mülkiyet anlayışına karşı bir sosyal devrim getirmiştir.

& Yenilenmeyi dini itimatsızlık sayan taklit lehine içtihattan vazgeçerek yenilemeye karşı çıkan, dinin sahihliğini ve özgünlüğünü korumak bahanesiyle her türlü yenilenmeden kuşku duyan bu güruh İslam'ın çöküşünü daha da hızlandırmıştır.

& Bu anlayış farkında olmadan muntesiplerini adeta deizme ve nihilizme itmiştir.

& Suçu da kendilerinde değil, kendilerinin anladığı İslam'dan vazgeçmekte görmüştür.

& Böylece İslam'ın içeriden ruhunu bozan dışarıdan da ruhunu kirleten, dini egemen gücün otoritesine hizmet ettiren bir yapı kazandırılmıştır.

& Kurulu düzenleri bozulur endişesiyle her türlü ilerlemeye karşı çıktılar, her türlü yeniliğin önünü kestiler.

SOSYAL DEVRİM

& Oysa kendini yenilemeyen her sistem yenilecektir.

& Farkında olmadan terakkiye ve sünnetullaha isyan ettiler.

& İslam dünyasını bu talihsiz muhafazakar anlayışla perişan ettiler.

& Sonrada da aynaya bakıp başkasını suçladılar.

& Bugün İslam dünyası adeta hasta bir vücuda benzetilebilir.

& Öyle ki İslam toplumlarında ruhlar birbirinden ayrılmıştır.

& Keza Müslümanlar arasında beden ve ruhlar birbirine saldırıyorlar.

& Müslümanlar Kabe'nin etrafında birlikte dolansalar da ruh birliği ve beraberliğini sağlayamadılar.

& Bugün Müslümanların adeta ruhu ölmüş, bedeni dolaşmaktadır.

& Bunun sebebi de Kur'an'ın özü olan ahlakının kaybedilmiş olmasında yatmaktadır.

& Oysa bugün Müslümanlar dinin geleneksel ritüellerini dikkatlice yapmaktadırlar.

& Bu ritüeller Müslümanları fuhşiyat ve münkerattan alıkoymamaktadır.

& Desene ibadetler yozlaşmışsa insanları ıslah etmez.

& Keza ibadetler şekilde kalmış manası terk edilmişse insanları iflah da etmez.

& Bugün toplumsal hayatta her türlü şer ve fitne kendini mübarek gösteriyor.

& Öyle ki dini hayat sadece maddi şekil ve hareketlere büründürülmüştür.

& İbadetlerde ruh terkedilmiş şekilde kalınmışsa yozlaşma başlamış demektir.

& Ruh ancak merhametle huzura kavuşur ve kurtuluşa erer.

& Merhamet dünyasına ayak basmamış, aşkı yaşamamış kalbin huzuru da olamaz.

& Desene kalbe selam vermeyen akıl görevini ihmal etmiştir.

& Öyle ki akıl adeta direksiyon kalp ise motor gibidir.

& Akıl güneş olmadan önünü göremez.

& Sonsuzluğa götüren yolunu bulamaz.

& İnsan ruhuna selamet veremez.

& Güneşi esas aldığımız müddetçe akıl mürşidimizdir.

& Akıl insanı sonuçta ilahi ilhamın eşiğine götürür.

& Aşkın asıl mabedinin divanında kendisinin selametini dilendirir.

& Oysa akıl tarihten bugüne içtihat kapısının kapatılmasıyla adeta zincire vurulmuştur.

& Bu zincir İslam'ın toplumsal hayatını meflûç etmiştir.

& İnsanlığa ruh ve hayat olan İslam, aklın zincire vurulmayla da meflûç olmuştur.

& Putperestler ve yabani gelenekler bu meflûç vücuda çullanmışlardır.

& Her yönden Müslümanlar, İslam'ı dünya hırsı ve emellerine araç olarak kullandılar.

& İslam'ın ebedi saadet ideali yerine onu araç yapan bir dünya saltanatına dönüştürmüşlerdir.

& Böylece Müslümanlar İslam'ın ruhunu kendi varlıklarında erittiler.

& Şeytani izahlar geliştirerek de aynaya bakıp başkalarını suçlamışlardır.

& Hz. Osman'ın öldürülmesiyle buna daha da tavan yaptırdılar.

& Bugün Müslümanlar arasında bir ruh inkılabının yapılması zorunludur.

& İslam'ın ruhunu yaşatan Sahabeler yerini kaideci, şekilci, lafızcı taassuba bıraktılar.

& Abbasiler döneminde bu taassup çeşitli lügatlerle daha da koruma altına alınmıştır.

& Öyle ki Emeviler ve Abbasiler döneminde Ebu Hanife'yi zincire vuruldular ve hapsettiler.

& Şartlandırılmış ve koşullandırılmış beyinlerle zamanla babalarımızı ve atalarımızı biz yolda bulduk dedirttiler.

& Dini savunanlar adeta dinin önünde kütük oldular.

& Desene Müslümanlar zamanla Mevlana ve Yunusun ruhunu da katlettiler.

& Öyle ki İslam'ın kısa süren baharı kendine bağlananlar tarafından insanlık davasından uzaklaştırdı.

& Bugün bizlere Emevilerden başlayarak bugüne kadar gelen İslam'ın gerçeğinin tanımayacak kadar değişmiş bir İslam mirası bıraktılar.

& Öyle ki suyun akışının kaynağını değiştirdiler.

&İslam'ın tren yolculuğunda adeta makas değişimi yaptılar.

& Amaçların yerine araçları koydular.

& Sıratı müstakim olan otoban yolculuğunda yeni tali otobanlar açtılar.

& Güneşin doğmasını beklerken bakın şimdi üşüyoruz.

Saygılarımla.

Prof Dr Hadi SAĞLAM

Editör: Haber Merkezi