Öz Sağlık-İş Sendikası Erzincan Şubesi tarafından yazılı açıklama yayınlandı. Açıklamada, “Geçtiğimiz ay peş peşe sonuçlanan Kamu Çerçeve Protokolü ve Memur Toplu Sözleşmelerinin ardından işçi ve memur ücretleri üzerinde yapılan mukayeseler ve aynı işi yapan kamu işçileri ile memur çalışanlar arasında bir sorun varmış gibi yapılan algı operasyonları çalışma hayatına büyük zarar vermektedir. Kimi sendikalar ile sosyal medya üzerinde örgütlenen bazı grupların sürekli olarak gündemde tutmaya çalıştıkları "işçi ücretleri, memur maaşlarını geçti. Diplomanın hakkını koruyun" çağrıları hem gerçekleri yansıtmıyor hem de kurumlardaki işçi-memur çalışanları karşı karşıya getiriyor. 600 bin kamu çalışanının idari ve mali haklarını masada bağıtladığımız Kamu Çerçeve Protokolü'nde elde edilmiş olan kazanım, memurlara ya da onların mağduriyetine karşı kazanılmış bir başarı değildir. Aksine işçi ücretlerinde sağlanan taban ücret, memur sözleşmelerine de emsal teşkil edecek nitelikte olmuştur. Asgari ücrete yakın maaşlarla çalışan bazı işkollarındaki işçilerin düşük maaşlarını ve içinde bulunduğu zorlukları görmezden gelen, bu mağduriyetleri bir kez dahi ağzına almaktan imtina edenler, şimdi imzalanan kurum sözleşmelerinde sağlanan iyileştirmeleri görünce memur çalışanları işçilere karşı kışkırtma yöntemine başvurmaktadır. Memur da tıpkı diğer çalışanlar gibi hak ettiğini almalıdır. Ama bunu örgütlü oldukları sendikalarının toplu sözleşme becerileri ile almalıdır. Sosyal medya üzerinden yaygara ile değil. Neticede hem işçi kesimi hem memur kesimi bu pazarlıkları Hükümet ile yapmaktadır. Masada "evet" denilen kazanımlara, masa sonrası "işçiye niye bu kadar verdiniz de bize vermediniz" demek sendikal değerlerle, kazanımlı sendikacılık becerisi ve etik anlayışı ile bağdaşmamaktadır. Diplomalı meslekler elbette hepimizin kıymet verdiği bir durumdur. Ancak unutulmamalıdır ki; kamu işçilerinin çoğu artık diplomalı kamu işçisidir. İlkokul, ortaokul, lise mezunu kamu işçilerinin yanı sıra sayıları on binlerle ifade bulan üniversite mezunu hatta yüksek lisanslı işçiler de kamudaki görevlerine, memur arkadaşları kadar sadakatle ve beceri ile devam etmektedir.
İşçilerin ücretlerinin yansıra almış oldukları diğer mali hakların çoğunluğu toplu sözleşme ile düzenlenmektedir. Bunlara karşı gelerek yapılacak olan işçi-memur kıyaslaması, toplu sözleşmelerle sağlanamayan beklentilerin kamuoyunda manipülatif söylem ve sosyal medya üzerindeki algı operasyonları ile sağlama biçimidir. Bu da çalışma hayatına büyük zarar vermektedir. işçi kesimi olarak bu yaygarayı koparan çevrelere tavsiyemiz, reel önceliklerin iyi belirlenmesi, kazanımlı sözleşmelere masada imza atılmasıdır. Masa sonrası faaliyetler ancak bir sonraki dönem için iyi bir diyalog zemini oluşturur. Aynı odada çalışan işçi ve memurları birbirine düşman etmek kimseye bir fayda sağlamaz, çalışma barışını da korumaz. Kamuoyuna saygı ile duyururuz.
