EKONOMİ

Konut Kredisinde bu maliyetleri de hesaplayın...

Ev sahibi olmak amacıyla konut kredisi kullanacaklar için yalnızca faiz oranına bakmak büyük risk taşıyor; gizli maliyetler binlerce liraya mal olabilir.

Abone Ol

Ev sahibi olma hayali kuran vatandaşlar için 2025 yılı, finansal okuryazarlığın en fazla önem kazandığı dönemlerden biri olacak. Gayrimenkul piyasasında dengeler değişirken, bankaların sunduğu finansman modelleri de her geçen gün daha karmaşık hale geliyor. Uzmanlar, konut kredisi kullanırken sadece tabelada yazan faiz oranına odaklanmanın ciddi bütçe kayıplarına yol açabileceği konusunda uyarıyor. Çünkü kredi sürecinde asıl yükü oluşturan kalemler çoğu zaman gözden kaçıyor.

Birçok kişi kredi çekerken aylık taksit tutarını temel alıyor. Oysa dosya masrafları, ekspertiz ücretleri, sigorta primleri ve paket ürünler toplam maliyeti ciddi oranda artırabiliyor. Bu nedenle kredi karşılaştırması yaparken sadece faiz oranına değil, “Yıllık Efektif Faiz Oranı”na bakılması büyük önem taşıyor. Aynı faiz oranını sunan iki banka, ek masraflar nedeniyle birbirinden tamamen farklı toplam geri ödeme tutarları çıkarabiliyor.

Kredi sözleşmelerinin uzun ve karmaşık olması da önemli bir risk unsuru. Uzmanlar, imza atmadan önce bankalardan “zorunlu” ve “opsiyonel” ürünleri net şekilde gösteren tek sayfalık bir masraf listesi talep edilmesini öneriyor. Yasal zorunluluğu olmayan ek sigortalar veya paket hizmetler, fark edilmeden krediye eklenebiliyor.

Sigorta konusu da dikkat edilmesi gereken başlıkların başında geliyor. Konut kredisiyle birlikte yapılan DASK ve konut sigortalarının teminat limitleri çoğu zaman standart tutuluyor. Ancak olası bir deprem veya hasar durumunda mağdur olmamak için bu limitlerin mutlaka kontrol edilmesi gerekiyor. Küçük prim farklarıyla daha yüksek teminatlar alınabileceği belirtiliyor.

Bankaların kredi kartı verme talebi de sık karşılaşılan durumlardan biri. Ancak kredi kartı almak yasal bir zorunluluk değil. Tüketiciler, istemedikleri kartlar için aidat ödemek zorunda olmadıklarını bilmeli ve gerekirse aidatsız kart talep etmeli.

Sigorta yenilemelerinde de kontrol tamamen tüketicide. Hayat, DASK ve konut sigortaları her yıl otomatik yenilense de, dışarıdan daha uygun fiyatlı poliçeler yaptırmak mümkün. Bankaya alacaklı olarak eklenen bu poliçelerle yıllık maliyetler ciddi şekilde düşürülebiliyor.

Ödeme dengesi açısından ise “%40 kuralı” öne çıkıyor. Aylık kredi taksitinin, hane gelirinin %40’ını geçmemesi öneriliyor. Banka onay verse bile, gelecekte yaşanabilecek ekonomik dalgalanmalar göz önünde bulundurulmalı.

Son olarak, kredi çektikten sonra da sürecin bitmediği unutulmamalı. Refinansman şartları ve erken kapama masrafları bankadan bankaya değişiklik gösterebiliyor. Uzmanlar, ileride faizler düştüğünde yapılandırma imkânlarının ve erken kapama cezalarının mutlaka en başta sorulması gerektiğini vurguluyor. 2025’te bilinçli adımlar atanlar için konut kredisi bir yük değil, sürdürülebilir bir yatırım haline gelebilir.

Kaynak: gayrimenkulgundemi.com