Sermayenin risksiz kazanç elde etmesi, emeğin sömürülmesi ve borçlunun zarara uğratılması sebebiyle ribâ, hem bireysel hem toplumsal açıdan haramdır.
İKTİSADİ ADALET NEREDESİN?
Çağımızın Problemlerinden Biri Olan Faize Ortak Aklın Cevabı; Uluslararası İslâm Fıkıh Akademisi’nin küresel adalet çağrısı: Bu yazım, Uluslararası İslâm Fıkıh Akademisi’nin faiz konusundaki yaklaşımını ve çağımızdaki iktisadî adalet sorunlarına ışık tutan ortak akıl vurgusunu ele almaktadır. Modern dünyanın karmaşası içinde İslâm ümmetinin karşılaştığı dinî, ahlâkî ve toplumsal sorunlara rehberlik etme gayesiyle kurulan Uluslararası İslâm Fıkıh Akademisi (Mecmaʿu’l-Fıkh el-İslâmî ed-Düvelî), bugün 57 İslâm ülkesini temsil eden seçkin âlimlerden oluşan uluslararası bir içtihat meclisidir. 1981 yılında İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) bünyesinde Cidde’de kurulan bu Akademi, yalnızca fetva veren bir kurul değil, İslâm dünyasının ortak vicdanını ve ilmî birikimini temsil eden bir kurumdur.
Kurumun temel gayesi, Kur’an ve Sünnet ışığında çağın gelişen meselelerine kolektif bir içtihatla çözüm aramak, ümmetin birliğini, adaletini ve ahlâkî dengesini korumaktır. Ekonomiden aile hukukuna, tıptan teknolojiye kadar geniş bir yelpazede kararlar alan Akademi, Müslüman toplumların hem ilmî hem toplumsal rehberi konumundadır. “Akademi, günümüzün pek çok tartışmalı meselesini ilim ve hikmet süzgecinden geçirerek çözüm aramaktadır. Bu meseleler arasında, çağın ekonomik yapısını doğrudan etkileyen faiz konusu, üzerinde en fazla durulan başlıklardan biri olmuştur.”
FAİZ: KAMU DÜZENİNE SAVAŞ AÇAN KÜRESEL BİR BELA
Uluslararası İslâm Fıkıh Akademisi, çağımızın en yakıcı problemlerinden biri olan faiz (ribâ) meselesini defalarca oturum gündemine almış ve uzun müzakerelerin sonunda şu ortak karara varmıştır: “Faiz (ribâ), adı ne olursa olsun, Kur’ân-ı Kerîm’in kesin olarak yasakladığı haksız kazançtır. Sermayenin risksiz kazanç elde etmesi, emeğin sömürülmesi ve borçlunun zarara uğratılması sebebiyle ribâ, hem bireysel hem toplumsal açıdan haramdır.”
Akademi, modern dünyada farklı adlarla süslenmiş faiz uygulamalarının — “kâr payı”, “işletme farkı”, “gelir garantisi” gibi kavramların — şekil değiştirseler de öz itibarıyla ribâ hükmü taşıdığını açıkça beyan etmiştir. Bu yönüyle Akademi, faiz düzenini yalnız ekonomik değil, ahlâkî bir kölelik sistemi olarak değerlendirmekte; insan emeğini sömüren, yoksulu borçla esir eden, güçlüleri daha güçlü kılan bu yapının kamu düzenine karşı açılmış bir savaş olduğunu vurgulamaktadır.
Bir Kölelik Düzenine Karşı İlâhî Bir Yasak
Faiz yasağı, sadece bir ibadet meselesi değil; tarihte köleliği ortadan kaldıran en köklü sosyal adalet düzenlemelerinden biridir. İslâm, paranın paradan para kazandığı değil; emeğin, üretimin ve paylaşımın esas olduğu bir ekonomi kurmuştur.
Bu sistemde kazanç, alın teriyle, riskle ve üretimle meşrulaşır.
İşte bu yüzden faiz, yalnız bireysel bir günah değil, toplumsal adaleti yıkan sistematik bir sömürü düzenidir. Akademi, 57 İslâm ülkesinin temsilcileriyle yaptığı oturumlarda, faiz düzeninin yeryüzünde yol açtığı gelir adaletsizliğini, borç bağımlılığını ve insan onurunu zedeleyen sonuçlarını açıkça ortaya koymuştur. Ve şu çağrıyı yapmıştır: Faizsiz bir ekonomik model, hem mümkündür hem zaruridir.
Ortak Akıl, Ortak Vicdan: Bugün Uluslararası İslâm Fıkıh Akademisi, yalnız geçmişin mirasını değil, geleceğin adalet anlayışını da inşa etmektedir.
57 devletin ortak aklını temsil eden bu heyet, ilimle ahlâkı, ekonomiyle merhameti buluşturan bir duruş ortaya koymaktadır. Bu duruş, modern dünyanın insanı borca mahkûm eden düzenine karşı, İslâm’ın “emek, paylaşım ve adalet” temelli mesajını yeniden hatırlatmaktadır.Faizin hâkim olduğu bir çağda, İslâm’ın sesi hâlâ insanın vicdanından yükselmektedir: “Allah alışverişi helâl, faizi haram kılmıştır.” (Bakara, 275)Bu ilâhî uyarı, insanı sömürüden, toplumu dengesizlikten, ekonomiyi zulümden kurtarmanın yoludur.
Son Söz: Riba (Faiz) Kardeşliğin Önündeki En Büyük Engeldir: Faiz bir emek sömürüsüdür; alın terinin karşılığını çalan görünmez bir eldir. Faiz düzeni, kardeşliği yok eder; insanları birbirinin yüzüne bakamayacak hâle getirir. Çünkü ribâ, kalplerdeki merhameti kurutur, toplumdaki güveni çürütür.
Uluslararası İslâm Fıkıh Akademisi, bu bilinçle, çağdaş dünyanın problemlerine karşı yalnız fetvalar değil, ümmetin ortak aklını ve vicdanını ortaya koymaktadır.
Faiz karşısında ilan ettiği bu kararlı duruş, insanı köleleştiren her türlü sömürüye karşı bir adalet manifestosudur. İslâm’ın adalet ilkesi bugün de geçerlidir:
Kazanç alın teriyle, düzen adaletle, toplum merhametle yaşar. Saygılarımla. Prof. Dr. Hadi SAĞLAM İlahiyat / İktisat / Hukuk