Gençler, insanlığın yarını sizsiniz. Fıkıh sizin karargâhınızdır, hukuk sizin meydanınızdır. Sizinle dirilecek bu medeniyet, sizinle yeniden yürüyecektir.
GELECEĞİN MİMARI: AKLEDEN GENÇLİK
Kur’an’ın sorduğu gibi siz de sorun: neden, niçin, nasıl? “Her zamanın bir hakkı vardır.” (Ra‘d, 13/38) Zamanın hakkını vermek, en büyük ibadettir. Düşünmekten korkmayın. Sorgulamak, bilginin ve imanın kapısını aralar. “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” (Zümer, 39/9) Düşünmek imandır; akletmek, kulluğun ilk adımıdır.
İLK EMİR: OKU VE DÜŞÜN!
Kur’an’ın ilk emri “Oku!”dur.
اقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِي خَلَقَ – “Yaradan Rabbinin adıyla oku.” (Alak, 96/1)
Okuma yazma bilmeyen bir Peygambere “oku” emrinin verilmesi, bize “okumanın sadece metin değil, hayatı anlamak” olduğunu öğretir. Okumak, insanı, kâinatı ve kaderi okumaktır. Okumak, damarlarında dolaşan imandır; cehalete karşı kuşandığın kılıçtır. Kur’an’sız hayat ölüdür; Kur’an’ı iyi okuyan, kâinat kitabını da okur. Mehmet Âkif, “Kader değil, çalışmadığın içindir” derken tevekkül anlayışındaki tembelliğe isyan ediyordu. Peygamber (s.a.v.), bir bedeviye “Deveni bağla ve öyle tevekkül et.” (Tirmizî, Kıyamet, 60) buyurdu. Tedbiri almak, takdiri Allah’a bırakmaktır. Bugün de putlarımız değişti; kimi makam, kimi şöhret, kimi cehaleti kutsallaştırdı. Oysa İslâm’ın denklemi açıktır: Kur’an, Sünnet ve aklın birlikteliği, suyun (H₂O) bileşiği gibidir. İki hidrojen Kur’an ve Sünnet, bir oksijen akıldır. Hakikatin kaynağı bu dengeyle oluşur.
İKİNCİ EMİR: TEMİZLEN VE ARIN!
وَثِيَابَكَ فَطَهِّرْ – “Elbiseni temiz tut.” (Müddessir, 74/4)
Temizlik, imanın yarısıdır (Müslim, Taharet, 1). Elbiseni yıkarsın; peki ya vicdanın kirlenirse ne yaparsın? Temizlik yalnız bedensel değildir; niyetin, dilin, düşüncenin, kalbin de temiz olmalıdır. Su ve sabun bedenin kirini giderir; tövbe, ibadet ve güzel ahlâk ruhun lekesini siler. “Allah güzeldir, güzeli sever.” (Hâkim, Müstedrek, I/26)Bir milletin medeniyeti tuvaletinden, sokağından, camisinden anlaşılır. Bugün bedenlerimiz temiz ama vicdanlarımız tozlu. Kirli ellerden daha tehlikelisi kirli düşüncelerdir. Bu yüzden fıkıh kitaplarımız temizlik bahsiyle başlar; çünkü medeniyetin temeli temizliktir.
ÜÇÜNCÜ EMİR: ŞİRKTEN UZAK DUR, TEVHİDİ YAŞA
وَالرُّجْزَ فَاهْجُرْ – “Şirkten uzak dur.” (Müddessir, 74/5)
Tevhit, sadece Allah’ın birliğine inanmak değil, insanın onur ve hak eşitliğini de kabul etmektir. Cahiliye dönemi, sınıf farklarının, imtiyazların, güçlülerin tahakkümünün adıydı. İslâm, bu düzeni yıktı. Hz. Peygamber, zihinsel hicretle başladı; insanı putlardan önce, düşüncelerindeki putlardan arındırdı. Bugün hâlâ kalplerimizde putlar var: menfaat, kibir, taassup... İnsanlar bedeni ölümlere ağlarken gönül ölümlerine susuyor. Oysa felaket gönüldeki viranedir. Genç kardeşim! Maddi ve manevi temizliği asli görevin bil. Hayatını ilkeli kıl. Güneş sizinle doğacak, ay sizinle anlam bulacak. “Hak gelince batıl yok olur.” (İsrâ, 17/81)
GENÇLİĞİN AHLAKİ YÜRÜYÜŞÜ: OKU, TEMİZLEN, TEVHİDİ YAŞA
Oku ki dirilesin, temizlen ki güzelleşesin, tevhidi yaşa ki özgürleşesin. Din, sadece ibadet değil, adalet ve sorumluluk bilincidir. İslâm hukuku, insanın onurunu korumak için vardır. Gençler, unutmayın: aklını kullanan insan asla kirlenmez. “Aklını kullanmayanları Allah pisliğe mahkûm eder.” (Yûnus, 10/100) Gençlik, yalnız yaşın değil, aklın diriliğidir. Kur’an, Peygamber ve akıl, üçü bir araya geldiğinde insan hakikati bulur. Bugün yeniden diriliş, sizin elinizdedir. Kur’an’ın üç çağrısını unutmayın: Oku, temizlen, tevhide sarıl. Ey genç insan! Rabbini yücelt, elbiseni temiz tut, şirke hayır de. Oku, düşün, yaşa ve adaleti ayakta tut. Çünkü hak gelince batıl yok olur.