Bir gençlik düşünün; aklı akıyor ama yönsüz, duygusu coşuyor ama derinliksiz, ruhu çağırılıyor ama duymuyor. Fıkıh, bu ruhun haritasıdır; o haritayı okumayan gençlik yol bulamaz.
GENÇLİĞİN OMUZLARINDA YÜKSELEN HAKİKAT: NEREDE DURUYORSUN GENÇ İNSAN?
1. UYAN gençlik: Aklın içindeki kıvılcımı ateşe çevir
Gençler, artık uyanın! Aklınızın derinlerinde titreyen kıvılcımı ateşe çevirmeden bu çağın karanlığı yarılmaz. Bugünün gençliği sel gibi akıyor ama yönsüz; enerjisi var ama istikameti yok. Dereleriniz, çaylarınız, ırmaklarınız dolu ama okyanusa ulaşmıyorsanız bütün akışınız kaybolur. Kendinize sorun: Geceyle gündüz bir olur mu? Pisle temiz eşit olur mu? Bilenle bilmeyen aynı terazide tartılır mı? Fark etmiyorsanız mesele gözünüzde değil, kalbinizdedir. Fıkıh kör noktalarınızı gösteren bir ışıktır. Hıra'nın sessizliğine sığınarak huzur arayan gençler; karanlıktan korkmayın ama karanlığa alışmayın. Unutmayın: Güneş bir gün yeniden doğacaksa o güneş genç omuzlarda doğacaktır. Gençlik gölgede durursa toplumun kalbine ayaz çöker.
2. İLK emir neden “oku”: Çünkü okumak dirilişin ilk nefesidir
Kur’ân’ın ilk emri “Oku!”dur (Alak, 96/1); bu emir tarihin gençlerine atılmış bir zihinsel tokattır. Okuma yazması olmayan bir peygambere neden inatla “Oku!” dendi? Çünkü okumak sadece harf çözmek değil; dirilmek, düşünmek, nefes almak, hayata uyanmaktır. Bugün Kur’ân vitrinlerde süs eşyası, raflarda ağırlık, sandıklarda miras hâline getirildi. Böyle toplum dirilebilir mi? Bir kitap raflara çekildiğinde insanlar mezarlığın sessizliğine mahkûm olur. Kur’ân hayat kitabıdır; diriltir, düşündürür, silkeler. Dinin ilk emri okumaysa, gençliğin ilk görevi düşünmek, anlamak ve hakkaniyetle yaşamaktır.
3. KAYITSIZLIK en büyük felaket: Kaderinizi temaşa eden değil, yazan olun
Mehmet Akif’in o tok sesi bugün de duyuluyor: “Kadermiş öyle mi? Haşa!” Bu söz kaderin arkasına saklanan tembelliğe bir tokattır. Peygamber (sav), “Deveni bağla sonra tevekkül et” (Tirmizî, Kıyamet 60) buyurarak tevekkülün miskinlik değil iradeyle birleşmiş bir teslimiyet olduğunu göstermiştir. Gençler! Yürümeyen yol bulamaz; düşünmeyen yön bulamaz; çabalamayan bereket bulamaz. Hayatı akışına bırakan akıntıya kapılır; hayata yön veren kaderini yazar. Kayıtsızlık felaketlerin en büyüğüdür; kaderinizi izlemeye değil, kurmaya çağrılıyorsunuz.
4. TEMİZLEN gençlik: Elbise kirini yıkarsın, piyasa kirini temizlersin, ya vicdan kiri
Kur’ân’ın ikinci emri “Elbiseni temiz tut”tur (Müddessir, 74/4). Gençlik bedenini temizliyor ama kalbini kirletiyor. Kirli bir elbiseyi çıkarırsınız; peki kirli bir vicdanı neyle çıkaracaksınız? Kin, kibir, haset, gıybet, çıkarcılık… Bunlar beden kiri değil; ruh kiridir. Sabunla çıkmaz; suyla akmaz. Ruhu yıkayan şey abdesttir, namazdır, oruçtur, tövbedir. Vicdanına gusül abdesti aldırmayan genç karanlık içinde yol arar. Bilin ki vicdanın guslü: Kalbini yıkamayan, toplumu ayağa kaldıramaz. Bir toplum vicdanı kirlenince çürür; gençliği kirlenince yıkılır.
5. AKIL ve vahiy: Birleşmeyince hiçbir şey hayat vermez
Bugün kimileri akıl ile vahyi kavgalı göstermek istiyor. Bu gençliğe atılmış sinsi bir fitnedir. Kur’ân + Sünnet + Akıl = Müslümanın H2O’sudur. Hidrojen eksilirse su ölür, oksijen eksilirse nefes biter. Aklı dışlayan dinde katılık; vahyi dışlayan akılda savrulma olur. Fıkıh bu ikisini aynı çizgide buluşturan ilimdir. Gençler, aklınızı vahyin ışığında yürütürseniz hem yol bulur hem yol açarsınız; akılsız vahiy körlük, vahiy-siz akıl çöküştür.
6. ŞİRKİN modern yüzleri: Güç, para, hevâ ve ekran
Câhiliyenin putları bugün hâlâ önümüzde duruyor; sadece biçim değiştirdiler. O gün taş, bugün ekran. O gün tahta, bugün para, güç, ideoloji ve şöhret. Tevhit yalnızca bir söz değil; bir başkaldırıdır. “La ilahe illallah” demek, hiçbir gücün, hiçbir insanın, hiçbir sistemin ilahlaşmayacağına yemin etmektir. Gençler, modern putları siz kırmazsanız onlar sizin ruhunuzu kırar. Hakikat genç omuzlarla yürür; haksızlık genç omuzlarla yıkılır.
7. VİCDANIN guslü: Kalbini yıkamayan toplum inşa edemez
Bugünün kirleri sokaklarda değil; kalplerdedir. Ekranların sahte ışığı gençliği kör ediyor. Haz bağımlılığı, öfkenin hızlanması, sabrın azalması, merhametin kurumaya yüz tutması… Bunlar kalbin kirleridir. Tövbe kalbin sabunu; merhamet kalbin nefesi; adalet kalbin omurgasıdır. Gençler, kalbinizi yıkamadan dünyanın tozunu alamazsınız. Unutmayın: Temiz toplum temiz gençlikten doğar: Kirli kalple medeniyet kurulmaz.
8. TEMİZ toplum temiz gençlikten doğar
Bir milletin medeniyeti tuvaletinden, sokaklarından ve kalbinden belli olur. Temizlik sadece hijyen değil; bir uygarlık bilincidir. Fıkıh temizlikle başlar; çünkü hayat temizlikle başlar. Gençlik temiz olursa toplum nefes alır; toplum nefes alırsa adalet yükselir; adalet yükselirse medeniyet kurulur.
9. GENÇLİK medeniyetin son umudu: Omurga kırılırsa beden çöker
Tarihin bütün büyük yürüyüşleri gençlerle oldu. Hz. İbrahim gençti; putları gençken kırdı. Ashab-ı Kehf gençti; zulme gençken meydan okudu. Bedir’in yiğitleri gençti; adaleti gençken inşa etti. Bugün de medeniyetin omurgası sizsiniz. Enerjiniz var, cesaretiniz var, aklınız var; tek eksik yön. Enerji yön bulursa medeniyet olur; yön bulmazsa karanlık olur. Gençlik medeniyetin son umudu: Omurga kırılırsa beden çöker. Siz kırılırsanız toplum çöker.
10. SON söz: Yürürseniz yol açılır, durursanız karanlık büyür
Ey genç! Oku ki dirilesin, temizlen ki arınasın, tevhide sarıl ki özgürleşesin. Fıkıh senin aklının kalkanı, vicdanının ışığı, hayatının omurgasıdır. Unutma: Hak gelince batıl yok olur. Ama hak gençlerin omuzlarında yürür. Çünkü son söz: Yürürseniz yol açılır, durursanız karanlık büyür. Ben güneşi gördüm gençler… Siz de göreceksiniz.